RUSYA-Ukrayna
Savaşı’nın devam ettiği süreçte Yunanistan tekrar gevezelik etmeye başlamış,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD Kongresi’nde konuşan Yunanistan
Başbakanı Miçotakis hakkında “Benim için öyle biri yok artık” demişti.
Sayın
Erdoğan, bu çıkışıyla Yunan Başbakanı itelemiş olmadı aslında. Zira Sayın
Erdoğan’ın daha sonra iki kez Dedeağaç’taki üssün Türkiye’yi hedef aldığını
belirterek yaptığı izah, Türkiye’nin batı kıyısı komşusu olarak Yunanistan diye
bir ülke kalmadığına, bir ABD üssü olarak bu ülkenin fiilen olmasa da zihnen
işgal de değil, teslim edildiğine dair Yunan halkına verilmiş bir işaretti.
Bu yüzden Sayın Erdoğan’ın Yunanistan konusundaki muhatabı Yunanistan Başbakanı veya Cumhurbaşkanı değil, doğrudan ABD Başkanı’dır.
Tam
da bu süreçte muntazaman tertiplenen Efes Tatbikatlarının sonuncusu olan
Efes-22, Yunanistan medyası üzerinden konuşanlara, “Ağzın değil, elin konuşsun”
mesajı vererek korku salan bir askerî organizasyon oldu.
Efes
Tatbikatlarına daha önce 6, 8 ve 20 ülke dâhil olurken, bu yılki Efes-22
Tatbikatına Türkiye’nin dışında 37 ülke katıldı. Azerbaycan’dan Bosna-Hersek’e,
Burkina Faso’dan Katar’a yayılan bu dağılımın yanında 11 bin personelin karşıki
kıyılardan rahatlıkla izlenmesi mümkün değil. Zira korku, “Ağzın değil, elin
konuşsun” mesajını alan Yunanistan’ın kılcal damarlarına değil, lenflerine
kadar yayılmış durumda.
Sözde
bağımsızlık uğruna Devlet-i Âli’den ayrılmak üzere oturmadık kucak
bırakmayanların hâlleri ortada. Yazık ki ne yazık!
Hüseyin
Nihal Atsız etsin son sözü:
“Kür-Şad’ın
narasıyla indik Tanrı dağından;
Ruhumuzu kandırdık
Orhun’un kaynağından.
Bu kaynaktan
içenin yürekleri tunç olur,
Türk’e kefen biçenin ölümü korkunç olur!”