Afganistan: Namludaki haşhaş veya Amerikan vampirizmi

Türkiye, “Yeni Afganistan” tezine destek veriyor ve Yeni Afganistan’ın inşâsında rol almak istiyor. Ekonomik ve politik stratejisi de var. Ne diyelim, “büyük devlet refleksi”! Fakat Afganistan daha “devlet” değil... Yani orantısız hâller var. Unutmayalım, büyük küçüğü ya yutar, ya elinden tutar. İkisinde de kâr yoktur; sorumluluğun bedeli vardır.

MÜSLÜMAN coğrafya hakkında konuşmak, bir Müslüman olarak kendi gerçeğinden, akrabandan, mahallenden söz açmak demek…

Üstelik bütün gerçekliğiyle aynadaki bir hâlinden bahsetmek demek…

Afganistan, Müslüman coğrafyada iki temel özelliğiyle şöhret bulmuştur: İç savaş şehveti ve İslâm hakkında en geri kalmış ve bedevî yorumlu dindarlık kültü…

Yani ikisi de kendi halkına zulmeden, iflâh olmaz ve kendini zehirleyen biri zihinsel, diğeri ise davranışsal tutum...

Milyonlarca Müslümanın kanı kimin elinde, belli değil.

Bir yanda İslâm adına zulmederek kadına fanatik mobbing seansları, bir yanda dünya uyuşturucu tarlalarına eskortluk yapan hoşgörülü dindarlık esnekliği… Çarpık yorumlanmış şeriat modelleri...

Yani Afganistan, Müslüman coğrafyayı üzen bir aşiretler savaşı memleketi...

Bir de küresel vampirlerin, kültür akbabalarının işgal ettiği, düşman fuarına dönüşmüş Afganistan… Ve bu işgale direnen halk ile milisleri… Yani millîlik ve bağımsızlık konusunda sicili kahramanlıkla dolu Afganistan’ın. Hattâ “Afgan Cihadı” başlığıyla Müslüman dünyanın bir bağımsızlık marşı vardı.

Kim bilir, belki de Afganistan bundan şikâyetçi değil. Peki, ya Türkiye?

Türkiye niçin Afganistan’da? Kardeşlik, çıkarlar, zaruretler listesinde hangisi samimî, hangisi gerçekçi?

Afganistan sınır komşumuz değil; gönül coğrafyasında var, fakat az görüşülen, uzaktan bir akraba gibi… Aslında stratejik ortaklık açısından da hem cazip değil, hem de Afgan halkı buna çok hevesli değil…

Fakat Türkiye ısrarlı. Hattâ Afganistan’a rağmen tek taraflı aşk gibi umutlu.

Neden?

Bence bunun tek cevabı var: “Yeni Afganistan”…

Türkiye, “Yeni Afganistan” tezine destek veriyor ve Yeni Afganistan’ın inşâsında rol almak istiyor. Ekonomik ve politik stratejisi de var. Ne diyelim, “büyük devlet refleksi”!

Fakat Afganistan daha “devlet” değil...

Yani orantısız hâller var.

Unutmayalım, büyük küçüğü ya yutar, ya elinden tutar. İkisinde de kâr yoktur; sorumluluğun bedeli vardır.