PENNSYLVANİA’dan gelen oy
sonuçlarıyla Joe Biden, ABD’nin 46’ncı Başkanı seçildi. Türkiye, Fırat’ın
doğusu başta olmak üzere Suriye ve Irak operasyonlarında başarısız olsaydı,
Trump seçimi tekrar kazanır, Biden ise seçilemezdi.
Gaziantep
Üniversitesine bağlı olarak Afrin’de Eğitim Fakültesi, Azez’de İslâmî İlimler
Fakültesi, El-Bab’da İktisadî ve İdari Bilimler Fakültesi ve Cerablus’ta Meslek
Yüksek Okulu açılması, gücün perçinlendiğini ve söz sahibinin kim olduğunu
ortaya koydu.
Coğrafya
sadece Türkiye’nin müdahalesiyle sakinleşirken, Afganistan gündeme sokuldu.
Suriye’de savaş biterse Beşar Esad da Saddam gibi idam edilir. Bu nedenle
Pennsylvania müdavimleri ile Esad seviciler, Biden çizgisinde hizaya geldiler.
Putin de buna pek söz etmedi. Çünkü Karabağ Savaşı sonrasında Ermenistan’ın Rus
yapımı silah makinaları Bakü’de sergilenmektedir.
Yunanistan’ın
Dedeağaç bölgesi, ABD’ye ait tank ve tüfeklerle dolu. Turistik geziye gelinmediğini
gösteren bu durum Biden’in iştahını arttırsa da, cesaret edemediği noktalar çok
daha fazla. Yapmak istediği tek sıcak temas, NATO şemsiyesi altında hukuk
kılıfıyla girmek bölgeye. Bu da şimdilik mümkün değil. Suriye ve Irak’ın
kuzeyinde, ayrıca Karabağ’daki başarımız, Biden’in cesaretini elinden aldı. Bu
nedenle şiddetle Afganistan’dan çekilip Türkiye’yi kendi hisleriyle bataklığa
sürüklemek istedi.
Biden
istese Taliban’ı bitirirdi, bilerek bitirmedi ve bu şekilde bıraktı. Afganistan’a
Türkiye’nin girmesiyle Rusya ve ABD benzeri bir yolla Türkiye’nin elinin
savunma açısından zayıflaması istendi. ABD’nin Afganistan’dan çekilmesi, Rusya’nın
işine geldi. Ancak Türkiye’nin de Afganistan’da kalıcı olması Rusya’nın işine gelmez.
Zira Afganistan’ın yüzde kırk sekizi zaten Türk’tür. Ayrıca Tacikistan,
Özbekistan ve Türkmenistan da Afganistan’ın komşusu olan Türk devletleridir.
Türkiye’nin
yangın, sel ve içerideki horultu seslerine rağmen Afganistan’da başarısız
olmaması, derinden ve sinsice bölgeyi izleyen İngiltere’yi harekete geçirdi. Kraliçe’ye
her hafta bilgi veren İngiltere Krallığı Başbakanı Boris Johnson, Afgan Savaşı
için, “Doğruydu ve buna değerdi” ifadesini kullandı. Şimdi İngiltere, Türkiye’nin
Afganistan’da başarısız olmadığını görünce yeniden Afganistan’a girme derdine
düştü.
ABD
kendisi için çalışan Afganları Biden’in yanına götürüyor. İngiltere de kendisi
için çalışan Afganları yeniden yerleştirmek için İngiliz İçişleri Bakanlığı
yetkililerinden oluşan bir ekibi Afganistan’a gönderecek. Türkiye’nin
Afganistan’daki başarısı, Çin, Rusya, İran ve İngiltere politikalarını yarmış görünüyor.
Bu duruma göre İngiltere’nin “Bir Kuşak Bir Yol” projesindeki Londra’dan Pekin’e
kadar kurduğu hayâl suya düşer.
11
Eylül 2001 terör saldırılarının ardından Afganistan’a giren ABD’nin Taliban’ı
bitirmemesi, bu uğurdaki politikaların devam edeceğinin işaretidir. Büyük
ihtimâlle Taliban üzerinden Türkiye yıpratılmak istenmektedir. Afganistan Cumhurbaşkanı
Eşref Gani Ahmedzay, Türkçe seslenerek, Mohandas Gandi’nin Hindistan
Bağımsızlık Hareketi’nin siyâsî ve ruhânî lideri olarak İngilizce sesleniş
hatasına düşmediğini gösterdi.
Afganistan’a
bir ulus inşâ etmek için gitmediğini belirten Biden, başta ABD olmak üzere Batılı
devletlerin Müslümanlara karşı kin ve nefret ile saldırmaya devam edeceklerini de
söylemiş oldu. Çağdaş Amerika kirli işlerle uğraşır. Bir lejyon gibi zihinlere
sahip olan Batılıların, dünya üzerinde ciddî anlamda savaştıkları yegâne hedef
İslâm’dır. Teknolojik olarak az bir ilerleyiş gösterdiklerinde, her zaman Müslümanlara
ölümcül saldırılar gerçekleştirmişlerdir.
Şimdilerde
Wall Street bankacıları ve gizli casus yazılımcılar, hukuk ve ahlâk açısından
kirli ve şüpheli işlerle uğraşıyorlar. Kenar mahalle ve hapishanelerdeki ABD
vatandaşları akıl sağlıklarını kaybetmekle karşı karşıyalar. ABD’de de para
geçer, insanlık geçmez.
Irak
ve Afganistan Savaşlarına katılmış bir ABD’li asker, Philadelphia’da
arkadaşlarıyla çay içerken, ABD emellerine hizmet ettiği süreçte çektiği mânevî
yaraların yanında Iraklı sivilleri öldürdüklerinde duyduğu derin yarayı
saramamanın ve zulme ortak olmanın acısından gözyaşlarına hâkim olamayıp
ağlıyorsa, ABD haksızdır. ABD Müslümanlara zulmetmiştir.
İçeride
o kadar olay oluyor ki Türkiye bunların gerçeğini ortaya koymaktan millete
yaptığı icraat ve teknolojik gelişmeleri anlatmaya vakit bulamıyor. Birilerinin
tek derdi var: “Bir şey olsa da iktidarı ele geçirsek…”
Türkiye’nin
teknolojik atılımları Batı’nın sıkı takibindedir. Batı, güç ve toplumsal
dayanışmayı dikkate alır. 27 ABD’li senatör, Türk İHA ve SİHA’ları için ABD Dışişleri
Bakanı Blinken’e mektup yazarak endişelerini dile getirmiştir. Bu senatörlerin
Rum ve Ermeni lobisi destekçisi olduklarını özellikle vurgulamak gerekir. Zira
Rum lobileri, Dedeağaç’taki ABD tanklarının Türk İHA/SİHA’ları karşısında aciz
kalacaklarını biliyor. Ermeniler ise zaten tecrübe sahibi durumdalar. Ayrıca
ABD’nin “Radara yakalanmaz” denen ve dünyanın en pahalı silah makinası olan B-2
ile F-117 de S-400’lerden kaçamıyor. Bu nedenle Biden, Türkiye ile sıcak bir
savaşı göze alamaz.
Biden,
“içerideki adamıyla” Türkiye’yi 2023’te devirmek istiyor; şimdilik tek
yapabileceği bu. Bunun için 2022 daha da sıcak geçebilir. İçeride karışıklık
gibi durumlar olursa, bunu gözetleyen ve bu iş için Türkiye’ye saldırı
hazırlığında olan bir terör örgütü kuruldu.
Bölücü
terör örgütü PKK, ASALA ve Ermenistan destekli POGA (Askerî Yurtsever Okulu), düşmanlarının
Türkiye olduğunu bütün dünyaya ilân etti. Bu POGA adlı terör örgütünün Türk İHA
ve SİHA’ları için Dışişleri Bakanı Blinken’e mektup yazan senatörleri
destekleyen Ermeni lobisi tarafından desteklenmesi, plânın ne derece kin ve
nefret ile beslendiğinin de bir kanıtıdır.
POGA’ya
finans desteği sağlayan Ermeni asıllı Amerikalı iş adamı Vrej Grigoryan,
bunlardan sadece biridir. Putin’in başkenti Moskova’dan doğrudan Erivan’a uçuşlar
yapmak, POGA’nın taahhütleri arasındadır. Buna uyan 18 ilâ 55 yaş aralığındaki
teröristler, sadece Türkiye ve Azerbaycan’a karşı çalışmaya davet ediliyor.
Neticede ülkemizin dört bir tarafından dehşetli plân ve projeler sahaya sürülüyor. Doğal afetler ve bu saldırı projeleriyle mücadele eden Türkiye, içerideki birileri tarafından da şiddetle eleştiriye maruz kalıyor. Bunların hepsini göğüslemeyi beceren aziz ülke ve aziz vatandaşları ise tarih yazıyor. Anlaşılan o ki, 2023 sonrasına kadar gergin durum devam edecektir.