ABD düştüğünde

Türkiye, son kale olan Anadolu coğrafyasını kimseye vermemek derdindedir. Kesin ve emin olarak ifade ediyorum ki, ne kadar zarar görürse görsün, Türkiye, bir sıcak savaş hâlinde ABD diye bir devleti dahi yerle yeksan edecektir. Tarihte ABD diye bir devlet kalmayacaktır.

BUGÜN ABD, en azından ekonomi, savunma sanayii ve teknoloji açısından hâlâ dünyanın en güçlü devletidir. Dördüncü sanayi devrimi teknolojilerine akıl almadık paralar akıtıyor. Çok sayıda, akılları hayrete düşürecek savunma sanayii teknolojisine de yatırımlar yapıyor.

Geliştirdiği silahların çoğunu satmıyor. Ticaretini yaptığı silahların büyük kısmı kendisi açısından ikincil derecede öneme sahip olan silahlar. F-16 savaş uçağını her ülkeye satma eğilimi gösteriyor. Şimdilerde Türkiye’ye satmak istememesinin nedeni Türkiye’nin elinde F-16’dan başka ciddî bir savaş uçağının olmamasıyken, diğer bir nedeni ise Türkiye’nin kendi savaş uçağını yapmak istemesidir. 

Diğer bir perspektiften bakıldığında da Irak-Kuveyt Savaşı’nda bile F-16 kullanmayan ABD’nin F-15 kullandığı görülür. En azından F-15 çift motorlu, F-16 ise tek motorlu bir uçaktır; manevra kabiliyeti de çok yüksektir.

Türkiye’nin sadece savunma sanayiinde dijital teknolojiler açısından sıçrayış göstermiş olması ABD’yi çileden çıkarmıştır. Bu teknoloji ile insansız hava araçları Ermenistan’a karşı Azerbaycan, Rusya’ya karşı Ukrayna’nın elini güçlendirmiştir. Bu durumdan hiç hoşnut olmayan ABD, Rusya ile işbirliği yaparak Ermenistan ve Ukrayna’da Türkiye’nin savaş gücünü test etmektedir.

Türkiye’nin Suriye ve Irak kuzeyindeki başarılarının arkasında yatan savaş taktikleri, ABD ve Rusya tarafından Ermenistan ve Ukrayna’da gözlemlendi. Irak ve Suriye’nin kuzeyine bin TIR kamyon silah depolayan ABD, İHA/SİHA ile Ermenistan’ı yerle yeksan eden Azerbaycan’ın başarısından sonra Yunanistan’a silah depoladı.

***

Türkiye, yüz yıl önce dağılan en son imparatorluk topraklarının varisidir. Yönetim geleneği açısından çoğu devlette olmayan bir anlayışa sahiptir. Devlet, bayrak ve vatan gibi kavramlar üzerinde “canını seve seve veren” çok nadir milletlerden biriyle mukaddemdir. Öyle ki, Mehmetçiğin yürüyüşü ölümü bile korkutur.

Buna karşı ABD, silah ve savunma açısından dünyanın en güçlü ülkesi olmasına karşın toplama bir askerî birliğe sahiptir. Vatan kavramları sığdır. ABD askerleri işlerini sadece para için yaparlar. Dünyanın her yerine dağılan ABD askerleri, ülkelerine ve ailelerine kavuşmak için can atarlar. Ellerine biraz para geçtiğinde ise en kısa yoldan emekli olma derdindedirler.

ABD’nin kendi resmî parası yoktur. Dünyanın en borçlu ülkelerinden biridir. Devlet başkanı hastadır, bunamıştır, ha bugün ha yarın gidicidir. Dünyada okuma-yazma oranı bilmeyenlerin en fazla olduğu ülke ABD’dir. ABD’de halkın yüzde 33’ü okuma yazma bilmez; buna ihtiyaç duymaz, çünkü karınları bir şekilde doyar. 

Son pandemi süreci ve finans merkezlerinin Batı’dan Doğu’ya doğru kayması, geri döndürülemez bir hâl almıştır. 11 Eylül saldırıları ABD’yi Doğu’ya, özellikle de İslâm ülkelerine Haçlı savaşları başlatmaya yöneltmiştir. Bunun arka plânındaki asıl neden, Batı’nın batıyor, Doğu’nun ise doğuyor olmasıdır. 

Her ne kadar Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 5 daimî üyesinden biri olan ABD ile Rusya arasında Ukrayna nedeniyle soğuk rüzgârlar esiyor görünse de Batı ve ABD bu işten çok memnundur. Çünkü Batı ve ABD bu sayede silah satıp para kazanıyor. Pandemi sürecinde ekonomileri hiç olmadığı kadar sarsılan bu ülkelerin savaş silahlarını Ukrayna’ya satarak para kazanmaya devam etmeleri gerekiyor. Bunu da Rusya sayesinde yapıyorlar.

***

Irak ve Suriye’nin kuzeyinden sonra Yunanistan’a da silah yığan ABD’nin Türkiye’ye doğrudan sıcak savaş açması ve doğrudan saldırıya geçmesi mümkün değildir. Yunanistan’ı işgal ederek Türkiye’yi çevrelemeye devam ediyor, bu kadar. Bu durum asla kabullenilebilecek bir şey değildir. Herhangi bir şekilde Türkiye içeriden karışırsa ABD kendisinde BM’den doğan müdahale hakkını kullanmak isteyebilir. Bunun için hiç olmadığı kadar canhıraş bir şekilde fırsat kolladığını unutmamak gerekir.

ABD’nin sallantılı Başkanı Biden bile Türkiye’yi doğrudan hedef alabiliyor. Bu şekilde kafası kırık bir başkana sahip olan ABD’nin çöküş süreci 1969’dan beri devam ediyor. Çınar ağaçları gibi çöküş kolay olmuyor tabiî…   

Yıkımı başlayan bir ağaç, çevresindeki ağaçlara da zarar verecektir. ABD, yıkım sürecinde resmen kaşınıyor. Kafasını Türk devletlerine, İslâm ülkelerine ve Türkiye’ye takmış durumda. Bir şekilde çatacağı ilk ülkenin Türkiye olacağından kimsenin şüphesi olmamalıdır. Zira ABD’nin boğazına kılçık gibi duran ve yutamadığı tek ülke Türkiye’dir.

Bu nedenle yıkımı kaçınılmaz olduğunda ABD’nin ilk çatacağı ülke de Türkiye olacaktır. ABD bu nedenle Suriye’den, Irak’tan, Ermenistan’dan ve Yunanistan’dan saldırmayı hedeflemektedir. 

Türkiye, son kale olan Anadolu coğrafyasını kimseye vermemek derdindedir. Kesin ve emin olarak ifade ediyorum ki, ne kadar zarar görürse görsün, Türkiye, bir sıcak savaş hâlinde ABD diye bir devleti dahi yerle yeksan edecektir. Tarihte ABD diye bir devlet kalmayacaktır.

ABD çöktüğünde “Türkiye” denilen bu devlet, Selçuklu ve Osmanlı’dan daha güçlü olarak doğacaktır. Bundan hiç şüphem yoktur. İşte ABD bu nedenle Türkiye’yi dört koldan kuşatmıştır.