“82” plakalı il neresi olacak?

İl sayısı yüzü geçerse, kimse bizi tutamaz. Neden olduğunu henüz bilmiyorum. İçimde öyle bir his var. Vaktiyle rahmetli Turgut Özal söylemişti: “Hele bir seksen milyon olalım, o zaman görürler!” Yunanistan’ı kast ediyordu. 80 milyon olduk, çoktan aştık bile. Ne gördüklerini gidip Yunanlara sormak lâzım.

BİZ eski kuşaklar için ülkemizin illeri A’dan Z’ye 67 taneydi. “01” deyip Adana’dan başlar, “67” Zonguldak ile bitirirdik.

Güzel günlerdi. Biz gençtik, dünya bu kadar kirlenmemişti. Ozon tabakası bile henüz delinmemişti, düşünün...

Zamanla 67’nin üstüne yeni iller eklendi.

Bazı siyasetçilerin, büyüme arzusundaki ilçelerde düzenlenen miting meydanlarında, otobüsün üstündeki korkuluğa yaslanarak, bir elinde mikrofon tutarken, diğer elini havada sallayıp “Sizi il yapayım mıııı?” diye sordukları hatırımızdadır hâlâ.

O illerin plaka numaralarından bazılarını aklımızda tutsak bile hepsini hıfzedemedik.

Eklenen yeni illerle alfabetik sıra da bozulmuştu.

Her birinde yeni bir sıralama da yapılamayacağı ortadaydı.

Bazı ülkelerde olduğu gibi şehirlerin plakası rakamla değil de ilk harfleriyle tanımlanıyor olsaydı, alfabetik sıralama sorunu doğmazdı.

Bugünkü hâliyle, şehirlerin bir kısmı sıralama harici kaldı.

*

Çengelköy’deki Çınaraltı çay bahçesinin müdavimlerinden biri olan Özcan, bütün illerin plaka numaralarını ezbere bilir.

Yalnızca eskileri değil, yeni eklenenleri de.

O kadarla kalmaz, sorduğunuzda hepsini tek tek sayar.

Plaka numarası ve şehrin adı ile yetinmez, üstüne o şehrin nesi meşhursa onu da söyler.

Her zaman en baştan başlatmak şart değil. Aradan rastgele bir şehir sorsanız da hiç şaşmaz, doğru cevabı alırsınız.

Karşılığında küçük bir ödeme gerekir tabiî.

Demir para kabul etmez. Kâğıt olacak.

Aklınızda bulunsun, yolunuz düşer de rastlarsanız, gereğini düşünürsünüz.

*

Bazı şehirler için hiç önemli olmayabilir ama hepsi öyle değil. Plaka numarasını çok seven şehirler var.

Meselâ Trabzon 61’e öyle bağlanmıştır ki kıpırdatamazsınız.

Malatya “44” der, başka bir şey demez.

İstanbul’u 34’ten, Ankara’yı 06’dan, Adana’yı 01’den ayrı düşünmek mümkün değildir.

Bir de plaka numarasını sevmeyen şehirler var.

Örnek vermek gereksiz ama o şehirlerde yaşayanlar arasından sık seyahat eden bazı kişiler, arabalarına 34 veya 06 plaka alıyorlar.

Sebepler muhtelif…

*

Geçenlerde yolda ilerlemeye çalışırken, yanımda oturan arkadaşıma önümüzdeki arabayla ilgili bilgi vermek istedim.

Bu önümüzdeki arkadaş, İstanbul’da yaşayan bir Malatyalı. Fenerbahçe taraftarı. Arabayı babasının yardımıyla almış. Bir oğlu, bir kızı var. Kız küçük, henüz bebek…

“Komşun mu?” diye sordu.

“Hayır” dedim.

Nereden tanıdığımı merak etti.

“Tanımıyorum” diye cevapladım, sadece arabasının arkasından bakınca anlaşılıyor.

Araba “34” plakalı, burada yaşadığını tahmin etmek zor değil.

Seçtiği harfler “FB”; tuttuğu takıma işaret ediyor. Fenerli olmayan biri kolay kolay o plakayı almaz. Öyle denk gelse de hemen bir Fenerbahçeli ona talip olur.

Sonraki rakamların “44” ile bitmesi de memleketin sembolü. Başka türlü izah edilemez. Malatyalılar ister Ankara’da, ister İstanbul’da yaşasın, arabasının bir yerinde mutlaka 44 olmasını arzu ederler. Bunun için gerekirse fazla ödeme yapmayı bile göze alır çoğu.

Arkadaki küçük de olsa “Babam sağ olsun” yazısı, sadece sevgiye dayalı değil, desteği de açık ediyor.

Arka cama yazılan isimler çocuklarına ait olsa gerek. Bir de “Arabada bebek var” yazısı… İkinci yazılan kız ismi olduğuna göre, bebek olanı kız demektir.

Böyle yorum yaptık ama belki hepsi doğru, belki hepsi yanlış.

Maksat eğlence olsun…

Bir türlü ilerlemeyen trafikte birtakım oyunlar bulmak sıkıntıyı azaltıyor.

Çünkü son aylarda İstanbul trafiği çekilmez bir hâl aldı.

Evvelce bir saatte gidilen mesafeler iki üç saati buluyor artık.


Ülkemizdeki illerin sayısı 81’e çıktıktan sonra uzun süre yeni numara eklenmedi.

Ne var ki, beklentiler devam ediyor.

Sırada il olmayı bekleyen ilçeler, “82” numaralı plakaya talipler. O kadar çok ki üstelik.

Listeye bakınca, hepsinin de hak ettiğini görüyoruz.

Yüksekova, Hakkâri

Kâhta, Adıyaman

Edremit, Balıkesir

Polatlı, Ankara

Ünye, Ordu

Ergani, Diyarbakır

Kozan, Adana

Cizre, Şırnak

Elbistan, Kahramanmaraş

Ereğli, Konya

Lüleburgaz, Kırklareli

Bandırma, Balıkesir

Fethiye, Muğla

Nazilli, Aydın

Akhisar, Manisa

Erciş, Van

Manavgat, Antalya

Ereğli, Zonguldak

Siverek, Şanlıurfa

İskenderun, Hatay

Çorlu, Tekirdağ

İnegöl, Bursa

Alanya, Antalya

Tarsus, Mersin

Gebze, Kocaeli

*

25 tane ilçe, il olmak için sırada bekliyor; gözler “82” plaka numarasında!

Hepsi aynı anda olmaz normal şartlarda. Belli bir sıra gözetilebilir.

Öte yandan, “Niye olmasın?” diye de düşünülebilir. Kim tutar? İstersek, bütün yelkenleri atlastan yaparız. İstersek, aynı anda hepsini il yapabiliriz.

Fakat içlerinden sadece bir tanesi “82” olacak, diğerleri sırayla devam edecek. 106’ya kadar…

İl sayısı yüzü geçerse, kimse bizi tutamaz.

Neden olduğunu henüz bilmiyorum. İçimde öyle bir his var. Vaktiyle rahmetli Turgut Özal söylemişti: “Hele bir seksen milyon olalım, o zaman görürler!”

Yunanistan’ı kast ediyordu. 80 milyon olduk, çoktan aştık bile. Ne gördüklerini gidip Yunanlara sormak lâzım.

*

Antalya’dan iki il daha çıkıyor bu tabloya göre; Alanya ve Manavgat.

Aynı şekilde Balıkesir de üçe bölünüyor ve iki yeni il geliyor oradan; Edremit ve Bandırma.

Gelen gelsin de, Ereğli’de bir sıkıntı var.

Deyin ki hangi Ereğli? Çünkü iki tane Ereğli, il olma kuyruğunda nöbette. Biri Konya Ereğli, diğeri Zonguldak Ereğli…

Eğri oturup doğru konuşalım. Bir ilçe, bağlı olduğu ilden ayrılıp kendi başına il olmak istiyorsa, o ilin ismini artık taşımak istemeyecektir.

Ereğli ilçeleri bunu nasıl başaracaklar?

İster istemez yine evvelce bağlı oldukları illerle anılacaklarsa, ayrılmanın anlamı nedir?

Biri “Zereğli”, diğeri “Kereğli” mi olacak? Saçmalardan seçmeler… Birinin tepesi atacak, “Oturun oturduğunuz yerde!” diyecek… Yazık olacak onca beklentiye. Ya da kendileri bu tabloyu görünce vazgeçecekler. Kim bilir?

Bağımsız olmayacaksan, yine bir şekilde bağlı kalıp öyle anılacaksan, ayrılmanın mânâsı kalmaz.

Hayırlısı olsun…