FATMA Enise, 1896
yılında, İstanbul’da bir gayrimüslim olarak dünyaya geldi. Asıl adı Elisabeth
(kısaca Eliza) idi. İslâm’ı tercih edip Müslüman olunca, “Fatma Enise” adını
alan Enise Can, usta bir kemanîdir. Ayrıca çeşitli besteleri de mevcuttur.
Piyanist Fulya Akaydın’ın da ablası olan Enise Can, aynı zamanda iyi derecede
ud icra ederdi.
Enise
Can, sekiz yaşında kemanî ve udî Setrak Efendi’den keman dersleri almış, iki
yıl sonra da Oresti Çalapatani ile Batı müziği (piyano) çalışmıştır. Sadece bu
öğretmenlerinden düzenli derslerine devam ederken, başta Ali Rıfat Çağatay
olmak üzere Zekaizade Hafız Ahmet, Rauf Yekta, Beylerbeyili Hoca Ziya Bey,
Hafız Ömer, Washington Sefiri Ziya Paşa ve Leon Hancıyan ile beraber yaptığı
çalışmalarında büyük usulleri incelemiş ve bunların notaya dökülmesi üzerinde
çalışmıştır.
1917’de
kurulan Darü’l-Elhan’a katılmış ve “sersazende” (başsazcı) olarak çalışmıştır. Bu
arada özel keman ve ud dersleri vermeye başlamış ve aralarında Dolmabahçe
Sarayı’ndaki soyluların da olduğu pek çok öğrenci yetiştirmiştir.
Enise
Can, 1919’da, Kadıköy’de kurulan Şark Musikisi Cemiyeti’nin kurucuları arasında
yer almıştır. Ertesi yıl derneğin başkanlığını üstlenen Ali Rıfat Çağatay, bir
süre sonra kurduğu Türk Musikî Ocağı’na Enise Can ve kız kardeşi Fulya
Akaydın’ı davet etmiştir. Enise Can, o sırada Fahri Can ile tanışıp 1926
yılında evlenmiştir. Ali Rıfat Çağatay, yeni evliler için bestelediği “Davul
Havası”nı Fahri Can’a ithaf etmiş, ayrıca aralarında Abdülhak Hamit, Süleyman
Nazif, Mehmet Akif, Şerif Cafer Paşa, Faruk Nafiz ve Samih Rıfat’ın bulunduğu
bir jüri huzurunda Fahri Can’a bir de davul imtihanı düzenlemiştir.
Enise
Can, 1930’lu yılların başlarında Yeni Postane’nin üst katındaki stüdyodan
başlayarak İstiklal Caddesi’ndeki ve nihayet bugünkü Harbiye Radyo Evi’ndeki
stüdyolarda olmak üzere İstanbul Radyosu’nda 1961 yılına kadar yayınlara
katılmış, özellikle kardeşi Fulya
Akaydın ile birlikte sundukları keman-piyano düolarıyla bir kuşak dinleyicinin
belleğinde yer etmişlerdir.
Enise
Can, 1954’ten 1961’e kadar İstanbul Belediye Konservatuvarı Türk Müziği İcra
Heyeti’nde çalışmıştır.
1969
yılında eşi Fahri Can’ı kaybeden Enise Can, 16 Ocak 1975 tarihinde Brüksel’de
(Belçika) vefat etmiştir. Naaşı İstanbul’a getirilerek Zincirlikuyu Kabristanı’nda
toprağa verilmiştir.
“Beni
ister ağlat, ister sevindir” (Şedaraban, TRT), “Herkesin taptığı yalnız
Rabbidir” (Kürdili Hicazkâr), “Bir saadet nuru doğdu ‘elli dört’ün başına” (Nihavend)
eserleri, bestelerinden bazılarıdır.