40 yıl sonra Bosna’daki kaşıntı

Azerbaycan’da karşı karşıya, Suriye’de karşı karşıya, Kırım’da karşı karşıya, Libya’da karşı karşıya ve Afganistan’da karşı karşıya olan Türkiye ile Rusya, Bosna’da da karşı karşıya gelir mi?

SON aylarda Bosna-Hersek’te yaşanan gelişmeler, 1992-1995 yılları arasındaki vahşi Bosna Savaşı’nı hatırlatan dikkat çekici bir plâna doğru hızla ilerliyor.

ABD’nin bir önceki başkanı olarak ülkenin başına geçtiği seçimlerde Rusya’nın desteğini aldığı iddia edilen Donald Trump’la arası iyi bir eski sosyal demokrat, Bosna-Hersek’teki Dayton faciasının ürünü olan Sırp Cumhuriyeti’nin eski Cumhurbaşkanı Milorad Dodik, Bosna-Hersek’te ikinci bir ordu kurmak üzere ayrılıkçı fikirlerini uygulamaya soktu.

Dodik bir zamanlar, “Batı’nın liderlerine değil, sadece Erdoğan’a itimat ederim” ifadesini kullanarak her ne kadar Rusya’nın Balkanlardaki etkisini yükseltmek noktasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı kendisine angaje etmeye kalkışmış biri olsa da, son hamleleriyle ne denli tehlikeli biri olduğunu aşikâr etti.

Doğrusu Erdoğan’a yaptığı iltifatın nasıl ikiyüzlü bir oyun olduğunu, Dodik’in Sreprenica Soykırımı hakkındaki eski ifadelerinden haberdar olanlar bilirler.

Dodik, son olarak bu hafta içinde yaptığı bir açıklamada, “Bosna-Hersek adıyla tek bir ülkenin artık var olmaması gerektiğini” net şekilde savunarak gözünü ne denli kararttığını göstermiş oldu. Bölgeden alınan  haberlere göre, son birkaç yıldır Bosna-Hersekli Sırpların yoğun biçimde silahlanmaya başladıkları ise son derece mühim ve tehlikeli hamlelerin Balkanları beklediğini gösteriyor.

Hâlihazırdaki ABD yönetimi, Balkanlardaki etkisini sürdürmek için Bosna-Hersek yönetiminin yanında olduğunu belirtmek üzere Bosna-Hersek Özel Temsilcisi aracılığıyla bir açıklama da yaptı.

Ancak bu tavır üzerine, mevcut Sırp Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Zeljka Cvijanoviç ise, Milorad Dodik ve Sırp Cumhuriyeti hakkında görüşmeler yapmak üzere ABD’ye gideceğini açıkladı.

Doğrusu bu gelişme, daha önce şahit olunmuş bir tutum olmadığı için dikkat çekici. ABD’de yapılacak görüşmeler son derece mühim!

Bu noktada aklımıza şöyle bir adım da geliyor: Azerbaycan’da karşı karşıya, Suriye’de karşı karşıya, Kırım’da karşı karşıya, Libya’da karşı karşıya ve Afganistan’da karşı karşıya olan Türkiye ile Rusya, Bosna’da da karşı karşıya gelir mi?


Bosna-Hersek Cumhurbaşkanlığı Üçlü Konseyi’nin eski Başkanı ve Balkanların Bilge Meliki Aliya İzzetbegoviç’in kıymetli oğlu, Boşnak lider Bakir İzzetbegoviç, söz konusu gelişmeler hakkında bir Boşnak televizyonuna şöyle bir açıklamada bulundu: “Görüntü, fiilen yeni bir çatışmaya doğru ilerliyor olduğumuz şeklindeydi, fakat işin oraya kadar gideceğini düşünmüyorum. Durumun netleşmeye başladığını söylerken aklımdan geçen bu!”

Balkan News’te de yayınlanan açıklamalarında İzzetbegoviç, Bosna-Hersek’te bir savaş tehdidi olup olmadığına ilişkin soruya, “Babam ülkeyi savunmaya hazırlanırken yani ülkenin savunması için ciddî çalışmalar içerisindeyken, ‘Rahat uyuyun, savaş olmayacak’ diyordu. Bunu insanları yatıştırmak ve olayların bu yönde gelişimini engellemek için yapıyordu. Savaş olmayacağını düşünüyorum fakat savaş olmaması için savaşa hazır olmamız lâzım” diyor ve ekliyor: “Eğer yaşamak istiyorsanız, ölmeye hazır olmanız gerekir. Eğer barış istiyorsanız, savaşa hazır olmanız gerekir. Bence insanların büyük bir kısmı Bosna-Hersek topraklarının bölünmesine izin vermemek için her şeye hazır…”

***

Bosna-Hersek’te 40 yıl yeni bir kaşıntı tutturmuşa benziyorlar. Savaştan evvel, savaş düşüncesinde, savaşta ve de savaşın ahirinde ille de Boşnak kardeşlerimizin yanında olacağımıza yeminliyiz!

Hiçbir güç Aliya’nın, Bosna şühedasının ve alperenlerinin üzerinde tuttuğu vatandan zırnık koparamaz!