SON aylarda
Bosna-Hersek’te yaşanan gelişmeler, 1992-1995 yılları arasındaki vahşi Bosna
Savaşı’nı hatırlatan dikkat çekici bir plâna doğru hızla ilerliyor.
ABD’nin
bir önceki başkanı olarak ülkenin başına geçtiği seçimlerde Rusya’nın desteğini
aldığı iddia edilen Donald Trump’la arası iyi bir eski sosyal demokrat,
Bosna-Hersek’teki Dayton faciasının ürünü olan Sırp Cumhuriyeti’nin eski
Cumhurbaşkanı Milorad Dodik, Bosna-Hersek’te ikinci bir ordu kurmak üzere ayrılıkçı
fikirlerini uygulamaya soktu.
Dodik
bir zamanlar, “Batı’nın liderlerine değil, sadece Erdoğan’a itimat ederim”
ifadesini kullanarak her ne kadar Rusya’nın Balkanlardaki etkisini yükseltmek
noktasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı kendisine angaje etmeye
kalkışmış biri olsa da, son hamleleriyle ne denli tehlikeli biri olduğunu
aşikâr etti.
Doğrusu
Erdoğan’a yaptığı iltifatın nasıl ikiyüzlü bir oyun olduğunu, Dodik’in
Sreprenica Soykırımı hakkındaki eski ifadelerinden haberdar olanlar bilirler.
Dodik,
son olarak bu hafta içinde yaptığı bir açıklamada, “Bosna-Hersek adıyla tek bir
ülkenin artık var olmaması gerektiğini” net şekilde savunarak gözünü ne denli
kararttığını göstermiş oldu. Bölgeden alınan
haberlere göre, son birkaç yıldır Bosna-Hersekli
Sırpların yoğun biçimde silahlanmaya başladıkları ise son derece mühim ve
tehlikeli hamlelerin Balkanları beklediğini gösteriyor.
Hâlihazırdaki ABD yönetimi, Balkanlardaki etkisini sürdürmek
için Bosna-Hersek yönetiminin yanında olduğunu belirtmek üzere Bosna-Hersek
Özel Temsilcisi aracılığıyla bir açıklama da yaptı.
Ancak bu tavır üzerine, mevcut Sırp Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı
Zeljka Cvijanoviç ise, Milorad Dodik ve Sırp Cumhuriyeti hakkında görüşmeler
yapmak üzere ABD’ye gideceğini açıkladı.
Doğrusu bu gelişme, daha önce şahit olunmuş bir tutum
olmadığı için dikkat çekici. ABD’de yapılacak görüşmeler son derece mühim!
Bu noktada aklımıza şöyle bir adım da geliyor: Azerbaycan’da karşı karşıya, Suriye’de karşı
karşıya, Kırım’da karşı karşıya, Libya’da karşı karşıya ve Afganistan’da karşı
karşıya olan Türkiye ile Rusya, Bosna’da da karşı karşıya gelir mi?
Bosna-Hersek
Cumhurbaşkanlığı Üçlü Konseyi’nin eski Başkanı ve Balkanların Bilge Meliki
Aliya İzzetbegoviç’in kıymetli oğlu, Boşnak lider Bakir İzzetbegoviç, söz
konusu gelişmeler hakkında bir Boşnak televizyonuna şöyle bir açıklamada
bulundu: “Görüntü, fiilen yeni bir çatışmaya doğru ilerliyor olduğumuz
şeklindeydi, fakat işin oraya kadar gideceğini düşünmüyorum. Durumun netleşmeye
başladığını söylerken aklımdan geçen bu!”
Balkan
News’te de yayınlanan açıklamalarında İzzetbegoviç, Bosna-Hersek’te bir savaş
tehdidi olup olmadığına ilişkin soruya, “Babam ülkeyi savunmaya hazırlanırken yani
ülkenin savunması için ciddî çalışmalar içerisindeyken, ‘Rahat uyuyun, savaş
olmayacak’ diyordu. Bunu insanları yatıştırmak ve olayların bu yönde gelişimini
engellemek için yapıyordu. Savaş olmayacağını düşünüyorum fakat savaş olmaması
için savaşa hazır olmamız lâzım” diyor ve ekliyor: “Eğer yaşamak istiyorsanız,
ölmeye hazır olmanız gerekir. Eğer barış istiyorsanız, savaşa hazır olmanız
gerekir. Bence insanların büyük bir kısmı Bosna-Hersek topraklarının
bölünmesine izin vermemek için her şeye hazır…”
***
Bosna-Hersek’te 40
yıl yeni bir kaşıntı tutturmuşa benziyorlar. Savaştan evvel, savaş
düşüncesinde, savaşta ve de savaşın ahirinde ille de Boşnak kardeşlerimizin
yanında olacağımıza yeminliyiz!
Hiçbir güç Aliya’nın, Bosna şühedasının ve alperenlerinin üzerinde tuttuğu vatandan zırnık koparamaz!