28 Şubat, 15 Temmuz: Darbeler Müzesi Türkiye

Küresel güçlerin iç dengeler üzerine tek plânı var: AK Parti yereli ve Meclis’i kaybetmiş, Başkanlık da riskli... Bu plân inanılmaz bir hız ve dikkatle uygulanıyor ve de olasılığı her an artıyor. AK Parti savunma cephesinde bile değil, masa başı nostaljide... Yukarıdaki tabloyu LED ekrandan Erdoğan izlemekte ve bilmekte. Hazırlığı da var; bunu bilen bilmekte... Ancak saha başka! Saha inlemede: “Devlet aklı ile toplumun kalbi arasındaki bütün bağlar ve bağlamlar kopmuş!”

ANADOLU’yu geziyorum…

Fotoğraf net: 2023 seçimlerinde Gençler değişim istiyor...

İlk defa oy kullanacak 7 milyon genç var!

20 yıldır AK Parti’yi iktidarda tutan kuşak, “Final böyle olmamalıydı” tedirginliğinde konuşuyor. Alternatifleri gelince umut yerine karamsarlık artmış. Erdoğan sonrası için senaryoların hiçbiri Devlet ve toplum lehine öngörülmüyor.

Biraz mürekkep yalamış/klavye tutmuş ve analiz kabiliyeti olan herkes hak ettiği yerde olmadığından serzenişte. Esnaf pandemi sürecinden acil çıkış istiyor. Yeni sosyolojiyi okuyanlar âni/keskin hamleler olmazsa bütün kazanımların riske edildiğini dinlendiriyor.

İktidardan beslenmiş tabakalar “Neyinize yetmedi?!” kibrindeler... Yaşlılar, “Erdoğan’a ömrümüzden ver!” tesbihatında… Mâkâm sahipleri, “AK Parti’nin akıbeti beni aşar, asıl bana ne olacak?” taktiğınde… Geleceğe dair plân yapanlar, “Erdoğan gitmeden şansımız yok” tribinde...

Küresel güçler sönmüş yanardağ gibi duran Suriyeliler üzerinde bubi tuzağı gibi sosyal deney ritminde... 28 Şubat mağdurları, “son bakiye” talebinde...

Cemaatler/tarikatlar, çektikleri iktidar endişesi sarhoşluğu ile “tekfir” kampanyasında… Yazarlar, şairler “Ben demiştim!” dilenciliğinde... Zenginler, “Yolun sonu görünüyor, patika yol nerede?” navigasyonunda…

Yeni partiler, “nefret rüzgârı değirmeni” inşâsında. Millet İttifakı, millet hariç herkesle ittifak teşneliğinde… İktidar kadrosu eliti ise iç operasyonlar zevkinde…

Sistem revizyonuna inanan oligarşi, eski günler özleminde. Aileler varsa yoksa tüm suçu ve günahı Devlete yükleme belleğinde… STK’lar resmî alan nimetlerinden yararlanmak için alamadıkları randevu için referans peşinde… Bireyler artık iman dili değil, imaj dili; haklı görev değil, kariyer için nöbet tutma derdinde… Din ve Atatürk, parmak izi bırakmamak için eldiven giyiminde. Akademisyen, politik konsomatris rolünde... Diplomat, ülkesini şikâyet etme şehvetinde...

Eski tüfek dâvâ adamları, evin geçimini Hira mağarası bellemede… Teröristler kuluçka olarak Erdoğan nefretinden döllenmekte... “Bin yıl sürecek!” artistler VHS videosu ilkelliğinde “başörtüsü” dizisi çekmekte… FETÖ, toplum mezarlığında ıslık çalarken iktidara küfretme tatmininde… İhale, atama ve rant kuyrukları dünyanın en uzun köprüsü olarak rekor telkininde... Fakir zenginliği dizilerde, zenginler fakirliği SMS tekniğinde izlemekte...

Bu, gerçekler albümü…

2023, Cumhuriyet’in 100’üncü yıldönümü…

Peki, ne olacak 2023 gelince?

Küresel güçlerin iç dengeler üzerine tek plânı var: AK Parti yereli ve Meclis’i kaybetmiş, Başkanlık da riskli... Bu plân inanılmaz bir hız ve dikkatle uygulanıyor ve de olasılığı her an artıyor. AK Parti savunma cephesinde bile değil, masa başı nostaljide... Yukarıdaki tabloyu LED ekrandan Erdoğan izlemekte ve bilmekte. Hazırlığı da var; bunu bilen bilmekte... Ancak saha başka! Saha inlemede: “Devlet aklı ile toplumun kalbi arasındaki bütün bağlar ve bağlamlar kopmuş!”

Liderin çevresi, tipik iktidar kehanetlerinde; bir kısmı mâkâmını yaşatmak için bindir incelikle ihanet çemberinde; Lider’e sâdık ve sicili temiz adamlar ise sahada yitik listesinde… Bir şey yapmak gerekir!

Bizce de… Tek imkân, “İstiklâl'in yüzü sensin!” seslenişinde. En gerçekçi senaryo, “Lider ile yeniden yürünecek istiklâlin yüzü benim!” neferliğinde. Değilse, 28 Şubat içimizde… 15 Temmuz ise gökyüzünde yaşamaya devam edecek!

Bir çözüm daha var: Saha raporu ile Lider’in stratejisinin sağlamasını yapacak kanal… Onun da sırrı artık kalsın bizde!