ASKERLİĞİNİ 8 ay kısa dönem
yapanlardanım. 8 ay boyunca epey yemekhane nöbetçi onbaşılığı yaptım.
Yemekhanemizde beyaz bir tahta vardı. Her gün tahtaya, “Şu kadar gündür bu yemekhanede vukuat olmamıştır” diye yazıyorduk.
Komutan geldiğinde ise, “Bin 517 gündür
bu yemekhanede herhangi bir vukuat olmadı” şeklinde tekmil veriyorduk.
Bu
durum böyle günlerce devam ediyordu. Bizden önceki tertipler de, bizden sonraki
tertipler de hep aynı geleneği sürdürüyordu. Zaten bizim emir altında olduğumuz
dönemde bin 500’lü rakamlarla tekmil verdiğimize göre, olay bir hayli önce
başlamış demekti…
Askerliğimizin
son dönemleri yaklaştıkça komutanlarımızla samîmiyet artmaya başladı. Bazen ast-üst
ilişkisi dışında sohbet etme imkânımız oluyordu. Bir gün sohbet sırasında bölük
subayına, “Komutanım, bu yemekhanede
yaptığımız şey nedir? Her gün artı bir rakam ekleyerek, ‘Şu kadar gündür vukuat
olmadı’ diye niye yazıyoruz, niye böyle tekmil veriyoruz?” diye sordum.
Üsteğmen
rütbesindeki bölük subayımız, “Vukuatsızlık
komutan için çok önemlidir” dedi, “Bir
komutanın görev yaptığı karargâhta hiç vukuat olmamışsa, o başarılı bir
komutandır. Bu durum onun için terfi, taltif ve takdir sebebidir” diye
devam etti. Sonunda da, “Eğer bir
komutanın yönettiği karargâhta çok vukuat olursa, onun sicilini olumsuz
etkiler” diye ekledi.
Ben
de, “Peki, gerçekten bu kadar gündür
burada herhangi bir vukuat olmadı mı?” diye sordum.
“Olmuştur ama
tutanak tutulmadığı ve kayıt altına alınmadığı için bunu kimse bilmiyor. Zaten
çok mecbur kalmadıkça da hiçbir komutan bunu kayıtlara geçirmez” cevabını aldım.
***
Türkiye,
2011 yılından beri çok çetin bir süreç yaşıyor. Özellikle Suriye İç Savaşı’ndan
sonra başlayan vukuatlar bir türlü son bulmuyor.
17-25
Aralık’tan sonra Fetullahçı terör örgütünün Devletin kılcal damarlarına kadar
sızdığı tespit edildi. Fetullahçı örgüte yönelik operasyonlar sivil bürokraside
başlayıp Yargı ve Emniyet’e doğru ilerlerken, bir yandan da herkesin gözü
TSK’ya çevrilmişti.
TSK’da
FETÖ ile mücadelede ilk sınav 2014 YAŞ öncesinde ve sonrasında verildi. Ama
başarılı bir sınav olmadı. 15 Temmuz gecesi darbe ve işgal ihanetine
kalkışanların önemli kısmı 2014 YAŞ’ında terfi almıştı.
2014
YAŞ’ı, aynı zamanda millî subayların tasfiyesi açısından da dönüm noktası bir
YAŞ’tı.
2015
YAŞ’ında da iyi sınav verilmemişti. 2015 YAŞ’ından sonra görevi devralanlar,
eski alışkanlıklarını sürdürdüler. “TSK’da FETÖ var” diyenler bozguncu ve
siyâsî iktidar yalakası olarak suçlandılar.
Bildirilen
FETÖ’cü isimlere değil, isimleri bildirenlere operasyonlar çekildi. Bu anlayış
hâkimiyetini sürdürürken, 15 Temmuz oldu!
“Artık herkes TSK
içerisindeki FETÖ’nün varlığını kabul eder” diyerek “Hiçbir şey eskisi gibi
olmaz!” saflığıyla hareket edenler bir kez daha yanıldılar.
Evet,
15 Temmuz sonrasındaki YAŞ’ta, darbeye karışan FETÖ’cüler ihraç edildi ama
fırsat bu fırsat, o YAŞ’ta da millî-muhafazakâr isimler arada kaynatılarak
emekli edildiler. Onlar terfi ettirilmeyerek başkalarının önü açıldı.
“Başkaları” dediysem, onların
da daha sonra kripto FETÖ’cü oldukları ortaya çıktı. Kimi emekli edilerek
kurtarıldı, kimi de emekli olmasına rağmen yargıdan kaçırılamadı.
2017,
2018 ve 2019 YAŞ’ları sivillerin sayısal olarak fazla olduğu YAŞ’lar olmasına rağmen,
mutfaktan gelen yemekler eski lezzetteydi. Kısmî müdahalelere rağmen yine
birileri gemisini yürütmeyi başardılar.
***
15
Temmuz’un ezikliğini üzerlerinden atanlar, çok farklı bir YAŞ’a hazırlanıyorlar
2020 için.
2015
öncesinin tüm entrikalarına benzer entrika kokuları geliyor. Tıpkı 2015 ve
öncesinde Fetullahçı sahte hesaplar eliyle yapılan karalamalar gibi karalamalar
yapılıyor.
Bu
karalamalar üzerinden soruşturmalar açılıp, istenmeyen millî subaylar, terfi
listesinin dışında tutulmaya gayret ediliyor.
Yine
2015 ve öncesinde olduğu gibi, eften püften sebeplerle soruşturmalar açılıyor.
İsimsiz ihbar mektupları ve ispiyoncular eliyle soruşturmalara zemin
hazırlanıyor.
8
aylık kısa askerlik dönemimde defalarca verdiğim tekmilin tam tersini buradan
vermek istiyorum: “1735 gündür, her gün
vukuat var Başkomutanım!”