1735 gündür her gün vukuat var Başkomutanım!

15 Temmuz’un ezikliğini üzerlerinden atanlar, çok farklı bir YAŞ’a hazırlanıyorlar 2020 için. 2015 öncesinin tüm entrikalarına benzer entrika kokuları geliyor. Tıpkı 2015 ve öncesinde Fetullahçı sahte hesaplar eliyle yapılan karalamalar gibi karalamalar yapılıyor. Bu karalamalar üzerinden soruşturmalar açılıp, istenmeyen millî subaylar, terfi listesinin dışında tutulmaya gayret ediliyor. Yine 2015 ve öncesinde olduğu gibi, eften püften sebeplerle soruşturmalar açılıyor.

ASKERLİĞİNİ 8 ay kısa dönem yapanlardanım. 8 ay boyunca epey yemekhane nöbetçi onbaşılığı yaptım. Yemekhanemizde beyaz bir tahta vardı. Her gün tahtaya, “Şu kadar gündür bu yemekhanede vukuat olmamıştır” diye yazıyorduk. Komutan geldiğinde ise, “Bin 517 gündür bu yemekhanede herhangi bir vukuat olmadı” şeklinde tekmil veriyorduk.

Bu durum böyle günlerce devam ediyordu. Bizden önceki tertipler de, bizden sonraki tertipler de hep aynı geleneği sürdürüyordu. Zaten bizim emir altında olduğumuz dönemde bin 500’lü rakamlarla tekmil verdiğimize göre, olay bir hayli önce başlamış demekti…

Askerliğimizin son dönemleri yaklaştıkça komutanlarımızla samîmiyet artmaya başladı. Bazen ast-üst ilişkisi dışında sohbet etme imkânımız oluyordu. Bir gün sohbet sırasında bölük subayına, “Komutanım, bu yemekhanede yaptığımız şey nedir? Her gün artı bir rakam ekleyerek, ‘Şu kadar gündür vukuat olmadı’ diye niye yazıyoruz, niye böyle tekmil veriyoruz?” diye sordum.

Üsteğmen rütbesindeki bölük subayımız, “Vukuatsızlık komutan için çok önemlidir” dedi, “Bir komutanın görev yaptığı karargâhta hiç vukuat olmamışsa, o başarılı bir komutandır. Bu durum onun için terfi, taltif ve takdir sebebidir” diye devam etti. Sonunda da, “Eğer bir komutanın yönettiği karargâhta çok vukuat olursa, onun sicilini olumsuz etkiler” diye ekledi.

Ben de, “Peki, gerçekten bu kadar gündür burada herhangi bir vukuat olmadı mı?” diye sordum.

“Olmuştur ama tutanak tutulmadığı ve kayıt altına alınmadığı için bunu kimse bilmiyor. Zaten çok mecbur kalmadıkça da hiçbir komutan bunu kayıtlara geçirmez” cevabını aldım.

***

Türkiye, 2011 yılından beri çok çetin bir süreç yaşıyor. Özellikle Suriye İç Savaşı’ndan sonra başlayan vukuatlar bir türlü son bulmuyor.

17-25 Aralık’tan sonra Fetullahçı terör örgütünün Devletin kılcal damarlarına kadar sızdığı tespit edildi. Fetullahçı örgüte yönelik operasyonlar sivil bürokraside başlayıp Yargı ve Emniyet’e doğru ilerlerken, bir yandan da herkesin gözü TSK’ya çevrilmişti.

TSK’da FETÖ ile mücadelede ilk sınav 2014 YAŞ öncesinde ve sonrasında verildi. Ama başarılı bir sınav olmadı. 15 Temmuz gecesi darbe ve işgal ihanetine kalkışanların önemli kısmı 2014 YAŞ’ında terfi almıştı.

2014 YAŞ’ı, aynı zamanda millî subayların tasfiyesi açısından da dönüm noktası bir YAŞ’tı.

2015 YAŞ’ında da iyi sınav verilmemişti. 2015 YAŞ’ından sonra görevi devralanlar, eski alışkanlıklarını sürdürdüler. “TSK’da FETÖ var” diyenler bozguncu ve siyâsî iktidar yalakası olarak suçlandılar.

Bildirilen FETÖ’cü isimlere değil, isimleri bildirenlere operasyonlar çekildi. Bu anlayış hâkimiyetini sürdürürken, 15 Temmuz oldu!

“Artık herkes TSK içerisindeki FETÖ’nün varlığını kabul eder” diyerek “Hiçbir şey eskisi gibi olmaz!” saflığıyla hareket edenler bir kez daha yanıldılar.

Evet, 15 Temmuz sonrasındaki YAŞ’ta, darbeye karışan FETÖ’cüler ihraç edildi ama fırsat bu fırsat, o YAŞ’ta da millî-muhafazakâr isimler arada kaynatılarak emekli edildiler. Onlar terfi ettirilmeyerek başkalarının önü açıldı.

“Başkaları” dediysem, onların da daha sonra kripto FETÖ’cü oldukları ortaya çıktı. Kimi emekli edilerek kurtarıldı, kimi de emekli olmasına rağmen yargıdan kaçırılamadı.

2017, 2018 ve 2019 YAŞ’ları sivillerin sayısal olarak fazla olduğu YAŞ’lar olmasına rağmen, mutfaktan gelen yemekler eski lezzetteydi. Kısmî müdahalelere rağmen yine birileri gemisini yürütmeyi başardılar.

***

15 Temmuz’un ezikliğini üzerlerinden atanlar, çok farklı bir YAŞ’a hazırlanıyorlar 2020 için.

2015 öncesinin tüm entrikalarına benzer entrika kokuları geliyor. Tıpkı 2015 ve öncesinde Fetullahçı sahte hesaplar eliyle yapılan karalamalar gibi karalamalar yapılıyor.

Bu karalamalar üzerinden soruşturmalar açılıp, istenmeyen millî subaylar, terfi listesinin dışında tutulmaya gayret ediliyor.

Yine 2015 ve öncesinde olduğu gibi, eften püften sebeplerle soruşturmalar açılıyor. İsimsiz ihbar mektupları ve ispiyoncular eliyle soruşturmalara zemin hazırlanıyor.

8 aylık kısa askerlik dönemimde defalarca verdiğim tekmilin tam tersini buradan vermek istiyorum: “1735 gündür, her gün vukuat var Başkomutanım!”