17 Ada Meselesi

“Oniki Ada” deyince birçok kimse, Ege’deki gözle görülen en büyük adalar olan Limni, Taşoz, Semadirek, Midilli, Sakız, Rodos, Sömbeki, İkerya ve Sisam gibi adaları anlamaktadır. “Sınırlarını belirtmek gerekirse, Osmanlı döneminde Gökçeada’dan Kızılhisar’a (Meis) kadar olan bölgeye “Cezâir-i Bahr-i Sefîd” denilmiştir.

İBN-i Haldun, “Coğrafya kaderdir” derken; Napolyon Bonapart, “Coğrafyayı bilmek, o ülkenin kaderini bilmektir” der.

Osmanlı’nın zayıflamasını fırsat bilen Fransa, 1830’da önce Cezayir’i, ardından 1860’da Fas’ı, en sonunda da 1881’de Tunus’u işgal etti.

İngiltere ise 1882’de Mısır’a girdi.

İtalya, bunların içinde en zayıf ülke olması hasebiyle, Osmanlı donanma gücünün zayıflığını görüp Eylül 1911’de savaş ilân ederek Trablusgarb ve Bingazi’ye asker çıkardı. Lâkin şiddetli direnişle karşılaşınca, bu kez Adalara yönelerek Rodos merkezli Menteşe adalarını işgal etti.

Özellikle Averof ile Balkan Savaşlarının donanma gücünü elinde bulunduran ve savunma boşluğunu fırsat bilen Yunanistan da Boğazönü sporadları ile Saruhan sporadlarını (1912’de) işgal etti.

Limni, Taşoz, Semadirek, Midilli, Sakız, İpsara, İkerya ve Sisam (1913) adaları Yunan işgaline böyle uğradı.

“Konunun kapsadığı hukukî saha”1, Ruslarla yapılan Edirne Antlaşması ile Eylül 1829’da başlayıp, Uşi Antlaşması (Ekim 1912) ve Londra Büyükelçiler Konferansı (Aralık 1912) ile sürdü. Bu anlaşmadan sonuç çıkmayınca, konferansın havâle edildiği bir gün sonrasında toplanan Süfera Konferansı üzerine Osmanlı ile Yunanistan arasında imzalanan Kasım 1913 tarihli Atina Antlaşması, ardından Nisan 1915 tarihli ikinci bir Londra Antlaşması yapıldı. ABD Başkanı Wilson, bu antlaşmaya onay vermedi.

1917 St. Jean’de Mariuenne Antlaşması’na ise Rusya onay vermediğinden yürürlüğe girmedi.

Oniki Ada hâriç, Meis dâhil, tüm Ege adalarının Wilson Prensipleri kapsamında ABD, İngiltere, Fransa ve İtalya’nın aldığı kararla Yunanistan’a verildiği Ocak 1919 Paris Barış Konferansı da bunlardandı.

Adriyatik meselesine istinaden İtalya ile ABD arasında itilâf çıkınca, Lord George’nin önerisi ile Mayıs 1919’da tüm Ege adaları, Rodos, Menteşe adaları ve Kızılhisar da Yunanistan’a verildi.

Bunların hemen akabinde Türkiye Cumhuriyeti ile faşist İtalya arasındaki 1932 Ankara Sözleşmesi imzalandı.

Boğazların egemenlik hakkının belirlendiği Montrö Boğazlar Sözleşmesi ise Haziran 1936’da imzalandı.

En son olarak da davet dahi edilmediğimiz 1947 Paris Antlaşması’nı kapsar Oniki Ada konusu.

Görüldüğü üzere, diplomatik ve hukukî sonuçlarını dibine kadar incelemeden verilecek her hüküm, bu konuda eksik kalacak, ancak ideolojik tarihin konusu olacaktır.

Buna mukabil, Türkiye haklılık tezlerini ortaya koyarken, adaların işgalinden önceki egemenlik haklarını ve Lozan Antlaşması’nı masaya sürerken, Yunanistan, Boğazönü ve Saruhan adalarını nüfus üstünlüğünden hareketle savaşarak ele geçirdiğini, Lozan’da da bunu tescil ettirdiğini ileri sürer.

Menteşe adaları ve Kızılhisar adasını (Oniki Adalar ve Meis’in) egemenliğini ise (mülkiyetini) 1919 Paris Barış Antlaşması ve 1947 Paris Antlaşması ile sağladığını iddia etmektedir (bkz.:“Halefiyet” konusu).

Ayrıca Yunanistan, Mart 1995’te Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’nin 11’inci maddesini çıkarlarına münasip görüp anlaşmayı imzalamış, Türkiye ise kara sularının 12 mile kadar büyütme hakkına istinaden sözleşmeye taraf olmamıştır. Sözleşmeye ABD ile birlikte dört devlet onay vermemiştir. (a.g.e 1)

Türkiye bu hususta Yunanistan’ın kara sularını 12 mile çıkarmasını savaş sebebi sayacağını ilân etmiştir.

Akdeniz’de (Ege dâhil) hukukî kayıt altında ve bunun dışında kayıtsız birçok ada, adacık ve kayalıklar mevcûttur.

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın yayınlarında bu miktar bin 800 olarak geçmekte. Meskun ada sayısı ise ancak 100 kadardır.

Lozan’da ve sonrasında kayda alınmayan ada, adacık ve kayalar zaman zaman Türkiye ile Yunanistan arasında krizlere sebep olmaktadır.

Egemenlik iddiamızın buluduğunu savunduğumuz, hukukî kayda alınmayan adalar da dâhil olmak üzere Adalar Denizi’nde (Ege’de) yirmi üç adanın şu anda onaltı tanesi silahlandırılmış veya meskun edilmiş biçimde Yunanistan’ın işgali altındadır.2

2011 yılında aslî kimliğini Eski Millî Güvenlik Sekreteri olarak sunan, Demokrat Parti Üst Yönetim Kurulu üyesi, danışman ve emekli Karacı Albay Ümit Yalım’ın, hükûmetin AB’ye girmek için Yunanistan’ın işgaline âdeta izin verdiğini iddia ettiği adalar şunlardır3:

1-Koyun

2- Hurşit

3-Fornos

4- Eşek

5-Nergizçik

6-Marathi

7-Bulamaç

8-Kalolimnos

9-Keçi

10-Sakarcılar

11-Koçbaba

12-Ardıçcık

13-Ardacık

Her şey Sayın Yalım’ın iddia ettiği gibi mi?

Bu hususta Girit’in güneyi dâhil olmak üzere çok ada var. Ama konunun anlaşılması açısından şimdilik biz, bahse konu adaların durumunu izah etmekle yetinelim.4

***

1-Koyun adası

Kuzey Sporad adası.

Yunanca adı: İnuses.

“Menteşe adaları” diye bahsettiğimiz Oniki Ada içinde olmayıp Lozan üç mil kapsamı içinde değerlendirilen Saruhan adaları olarak tanımlanan grup içindedir.

Koyun adası, mevki itibarı ile Karaburun ile Sakız arasında olup, Sakız adasının kuzeydoğu ekseninde, orta hattın batısında kalmaktadır.

Ada belediyelik olup, 2011 nüfus sayımına göre nüfusu 826’dır. Türkiye, tarihî haklarına binaen, adada hakkının olduğu savını devam ettirmektedir.

***

2-Hurşit adası

Yunanca adı: Fimena.

1932 Ankara Sözleşmesi, Yunanistan’ın Megis (Meis) diye ifade ettiği listede adı geçmemekte...

2011 nüfus sayımına göre kilometrekareye 14 kişinin düştüğü adada 143 kişi yaşamakta. Ada, Fornos Belediyesi’ne bağlıdır.

Mevkii, Aydın ili istikametinde, Dilek yarımadası karşısında, İkerya ile Sisam arasında, Sisam’ın en batı ucuna 3 buçuk mil mesafede, gri kategoride yani mülkiyeti tartışmalı adalardan biridir.

Oniki Ada sınırları içinde olmayıp Saruhan adalarındandır. Saruhan adaları Midilli, Sakız, İkerya, Sisam’ı içine alan Doğu Orta hattındaki adalardır.

Not: Oniki Ada sınırı, hemen Eşek adasının üstünden başlar, batıda Ardıççık’tan aşağı güneye yay çizip Kerpe’nin altındaki Çoban adasının bitiş çizgisinden Rodos’u çevreleyerek devam edip Sömbeki çevresini kıyı boyunca dolaşan hat üzeredir.

Orta hattın olmadığı yerlerde Lozan’ın 6, 12 ve 15’inci maddeleri uygulanır.

Kısaca, her iki ülkenin kara suyu 1923 yılında üç mil olup, adaların pozisyonu buna göre belirlenmiştir.

***

3-Fornos adası

Yunanca adı: Furni İkeryas.

Adından da anlaşılacağı üzere İkerya’nın parçasıdır.

Gri, tartışmalı bölgelerden bir diğeri... 2011 nüfus sayımına göre ada nüfusu bin 459 olup, Yunan belediyeliğidir.

Saruhan adalar grubundandır. Oniki Ada ile alâkası yoktur.

***

4-Eşek adası

Yunanca adı: Agathonisi.

Oniki Ada bu noktadan başlar. Türkiye ile İtalya arasında imzalanan 1932 tarihli Ankara Sözleşmesi’nde adından söz edilmez.

1981 yılındaki nüfus sayımına göre 133 kişinin yaşadığı adanın nüfusu 1991’de 112 kişiye düştü. 2001 nüfus sayımında, yaşayan kişi sayısı yeniden artarak 158 oldu. 2011’de yapılan son sayıma göre ada nüfusu 185 olarak belirlendi. Bunun 168’i Megálo Chorio’da yaşarken, 17’si Mikró Chorio’da yaşamaktadır.

Anlaşılacağı üzere, adada meskuniyet 2001’den öncesine dayanmaktadır.

***

5-Nergiscik adası

Yunanca adı: Arki.

1932 Ankara Sözleşmesi’nde adından söz edilmez.

Batnos ile Eşek adası arasındaki bir mevkide, 2011 nüfus sayımında üstünde 44 kişinin ikâmet ettiği, gri ve tartışmalı adadır.

***

6-Marathi adası

Marathi’den 1932 Ankara Sözleşmesi içinde söz edilir.

Lâkin hakkındaki yanılgı şurada: Yunanistan’a ait olan ve Türkiye’ye ait olan iki ayrı Marathi adası mevcût. Yunanistan’a ait olan Marathos, Oniki Ada kapsamındadır. Türkiye’ye ait olanın ismi ise “Gürmenli” adasıdır ve Kaş yakınlarındadır.

Kaş yakınında olan ada, Türkiye ile İtalya arasındaki 1932 Sözleşmesi’nde yer alır ve adı Yunancadır. Lâkin adı o tarihten sonra Gürmenli olarak değişmiş; şu anda ada üzerinde Türk bayrağı dalgalanmaktadır.

“Dodekanissos Marathos” ise gri, tartışmalı bölgededir. Eşek Adası’nın batısında, Patmos adasının doğusunda ve Arki adasının arasında, Lipsi’nin kuzeyinde birçok ada içindedir.

1991’de 2 kişi, 2011 nüfus sayımında adada 5 kişi mevcût olup 1 (bir) kilometrekarelik bir yüz ölçümü mevcûttur. Son dönemde adada turizm gelişmiş, oteller kurulmaya başlanmıştır.

***

7-Bulamaç adası

Yunanca adı: Farmakonisi.

Küçük bir ada olup doğusunda Türkiye toprakları, Dikili önü, kuzeyinde Eşek adası (Agathonisi), batısında Lipsi, Batnaz ve Leros, güneyinde ise Kalimnos ve Pserimos adaları bulunur. Leros Belediyesine bağlı olup 2001 sayımına göre nüfusu 74 kişididir. 4 kilometrekarelik bir yüzölçümüne sahip olan ada, zengin florası ile tanınır.

Sezar genç yaşta korsanlar tarafından esir alınıp bu adada hapsedilmiş, imparator olduktan sonraysa sorumluların hepsini yakalatıp çarmıha germiştir.

Bu tür hikâyelerin olması gösteriyor ki, İtalyanlar adaları işgal ederlerken tarihî hâfızalarında hâlâ Roma İmparatorluğu’nu yaşatmakta, bu yüzden Trablusgarb Savaşı’ndaki başarısızlıklarını adaları işgal ederek örtmenin ve pazarlık masasına oturulduğunda ellerini güçlü tutmanın hesabını yapmaktadırlar.

Kanûnî Sultan Süleyman, 1522’de Rodos’u fethederken, adada Hıristiyanlığın ileri karakolu olan St. John Şövalyeleri bulunmaktaydı. Dolayısıyla İtalyanlar, 1912’de adayı işgal ederken kendilerini bölgenin meşru mîrasçısı saymaktadırlar. 1912’den 1947 yılına kadar Rodos merkezli Menteşe adalarını işgal altında tutmuşlar, Rodos’a “Pırlanta” diyerek adayı mimarî ve kültürel yönden ihya etmişlerdir.

Buna rağmen İtalyanların kolonizasyon kurma faaliyetleri adalarda yaşayan Rumlar tarafından tepkiyle karşılanmış, mesele çıkmasını istemeyen Yunan ve Osmanlı hükûmetleri meseleye sessiz kalmışlardır (a.g.e 5).

***

8-Kalolimnos adası

Bizim “Kelemez” adını verdiğimiz ada...

Bodrum Gümüşlük’ün karşısındadır.

1932 Ankara Sözleşmesi’nde adı geçmez. Lâkin onun doğusundaki Çatalada’nın Türkiye’nin egemenliğine verildiği kayıt altına alınmıştır.

Gümüşlük ile Kalolimnos arasında Kardak kayalıkları tam ortadadır. (1996 Kardak Krizi’ne bakınız.)

Adada havaalanı mevcût olup, İstanköy ve Leros arasında bir adadır ve belediyedir.

120 kilometrekarelik adada 2011 nüfus sayımında 16 bin 179 kişi kayıt altına alınmıştır.

Gri, tartışmalı kabul edilmektedir.

***

9-Keçi adası

Yunanca adı: Pserimo.

Kalolimnos ile İstanköy arasında, Bodrum yarımadasının 8 kilometre güneybatısındadır.

2011 nüfus sayımında adada 135 kişinin yaşadığı bilinir. Dalış turizmi ile geçinen, Kalolimnos Belediyesine bağlı küçük bir adadır.

1932 Ankara Sözleşmesi’nde bizim egemenliğimize verilen adalar içinde adı yoktur.

***

10-Sakarcılar

Yunanca adı: Yali.

Datça yarımadasının tam karşısında, İstanköy ve İncirli adaları arasında volkanik bir adadır.

1932 Ankara Sözleşmesi’nde adından söz edilmeyen gri katogorideki tartışmalı adalar içindedir.

2001 senesinde nüfusu 10 kişi...

***

11-Koçbaba

Yunanca adı: Levita.

Ardıççık ve Kelemez adaları arasında yer almakta olup, 1932 Ankara Sözleşmesi’nde adından söz edilmez.

2001 nüfus sayımında adada 8 kişi ikâmet etmektedir.

Gri kategoride tartışmalı bir adadır.

***

12-Ardıççık

Yunanca adı: Kinaros.

Kelemez ve İleryoz adalarının batısında, İleryoz Belediyesine bağlıdır.

2011 nüfus sayımında ada nüfusu 2 kişidir.

Ada gri kategoride, tartışmalı adalardandır. 1932 Ankara Sözleşmesi’nde adından söz edilmez.

***

13-Ardacık

Yunanca adı: Sirna.

Stambulya Belediyesi içinde...

4 kilometrekarelik bir ada..

Gri kategoridedir. 1932 Ankara Sözleşmesi’nde adından söz edilmez.

***

“Oniki Ada” deyince birçok kimse, Ege’deki gözle görülen en büyük adalar olan Limni, Taşoz, Semadirek, Midilli, Sakız, Rodos, Sömbeki, İkerya ve Sisam gibi adaları anlamaktadır.

“Sınırlarını belirtmek gerekirse, Osmanlı döneminde Gökçeada’dan Kızılhisar’a (Meis) kadar olan bölgeye “Cezâir-i Bahr-i Sefîd” denilmiştir.

(Devam edecek…)


Kaynaklar

(1)https://www.yenicaggazetesi.com.tr/mobi/yunanistan-9-ada-uzerinde-kullanim-hakkini-kaybetti-45722yy.htm

(2) https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Zilyetlik

(3) Nizam Nazif Tepedelenlioğlu Maraşal ve Şükrü Kaya, "Ordu ve Politika" adlı eseri syf 371,377..

(4) https://www.google.com/url?q=http://www.ismetinonu.org.tr/12-adalar-elimizden-nasil-cikti/&sa=U&ved=2ahUKEwi97pnUkbbrAhUByxoKHQ5mBkcQFjACegQICBAB&usg=AOvVaw3o_6JNUjn698fmpll369T9

(5)https://www.google.com/url?q=http://www.turkishgreek.org/iki-uelke-arasindaki-temel-sorunlar-ve-taraflarin-yaklasimlari/ege-denizi-ne-iliskin-sorunlar/egemenligi-antlasmalarla-yunanistan-a-devredilmemis-ada-adac-klar-ve-kayal-klar-sorunu&sa=U&ved=2ahUKEwi97pnUkbbrAhUByxoKHQ5mBkcQFjAEegQICxAB&usg=AOvVaw2bqHccnYXzbjrB3mwccaO5

(6) https://bau.edu.tr/haber/15945-kita-sahanligi-ve-munhasir-ekonomik-bolge-nedir