KARANLIKTI… Hem gökyüzü,
hem aramızda dolaşan hainlerin kalpleri, bakışı ve plânları…
Boğazın
gerdanlığında kara postallı hainler pusu kurmuşlardı… Elinde tespihinden ve
bayrağından başka bir şey olmayan insanımıza namlu doğrultmuşlardı. Devletin
olup da zimmetlerine geçirdikleri helikopter ve tanklarıyla akıllara durgunluk
verecek bir cüretle işgale yeltenmişlerdi.
Mürailiğin
en başarılı ahvaline şahit oluyorduk. Zira aramızdaydılar ve böylesi cani, böylesi
pervasız, böylesi hain olabileceklerini tahmin etmeyi bile insaniyetten uzak
sayan bizler için bir şamardan farksızdı olanlar…
Hainler,
o sıcak Temmuz gecesinde, Yüceler Yücesi Rabbimizin inayeti, aziz milletimizin
muhteşem direnişi ile hepi topu dört saat içinde bertaraf edilmişti. 251
şehidimiz “şüheda” unvanı ile ölümsüzleşirken, 2 bin 196 gazimizin kanı
hürriyet uğruna bu vatan toprağına damladı.
O mel’un, o meşum gecenin ardından içimiz sarsıldı. Ezberlerimiz bozuldu. Ruhumuz esaret ihtimâli ile titredi. Ne seyahat, ne gezi… Ne satırlara aktarılacak yeni tecrübeler, ne biriktirilecek kültürel beslenmeler… Ne de şımarık yaz mevsimi kalmıştı.
İçimizde
Temmuz’un sıcağından daha sıcak bir azap, aklımızı yitirmeye ramak kalacak bir
hayret, kalbimizi cendere içine alacak bir ihanetle meydanlara aktık!
Kalbimizle
şehadet sözleşmesi yapıp, dilimizde tekbirler ve marşlarla hainlerin zapt ettiği
kışlaların kapısında Rabbe inancımızdan ve elimizdeki bayrağımızdan başka
servetimiz olmadan vatanımız için nöbet tuttuk!
Minarelerimizden
göğe yükselen salâlarla yüreklendik!
Sonuç
zaferdi!
Bedir’i
hatırladık! “Şüphesiz Allah inananları savunur. Çünkü Allah hain ve nankörlerin
hiçbirini sevmez!” ayet-i kerîmesiyle ye’se düşmekten Rabbe sığındık!
“Şu kopan
fırtına Türk ordusudur Yâ Rabbi!
Senin uğrunda
ölen ordu, budur Yâ Rabbi!
Tâ ki yükselsin
ezanlarla müeyyed Nâmın,
Galib et, çünkü
bu son ordusudur İslâm'ın” dizeleriyle duâya durduk!
Ve
zaman sancılı bir süreçle aktı.
Tam
5 yıl oldu şehitlerimizi toprağa vereli. Ruhlarını şad eyle Yâ Rabbi!
Şimdi
vatanımda, bu kutlu zafere hamd ile hatimler indirilsin! Şehitlerimizin ruhuna
Fatihalar gönderilsin! Yeniden dirilişin muştusu Yasinler okunsun gelecek
zamanların huzuru için…
Şer
gibi görünene hayr saklayan, milletimizi aziz, 21’inci yüzyıl Haçlı
şövalyelerinin kuklası ve vasıfsız hainleri “Muzil” İsm-i Şerifince rezil eden
Rabbimize sonsuz şükürler olsun!
Evet,
şimdi mevsim, kutlu bir zafer mevsimidir. Gayret milletimizden, tevfik
Rabbimizdendir!
Şimdi
milletimiz, ihaneti meslek edinmiş hainlere hâd bildirmenin tecrübesine
sahiptir.
Şimdi
hududlarımız her zamankinden daha ziyade namus meselesidir.
Şimdi,
15 Temmuz gecesi ve sonrasında aylarca meydanlarda nöbet tutmayı görevden sayan
aziz Türk milleti, ihanet ehline, ihanete meyyâl muhalefete daha güçlü şekilde
ihdad etme yetkisine haizdir!
İş
ki, yaşananlar toplum hafızamızdan silinip gitmesin. Bundan böyle idrakimiz ve
basiretimiz açık olsun! Rabbim bizleri mağdur, mahcup ve mahzun olmaktan
muhafaza buyursun!
Devletimizin
ve milletimizin zaferi kutlu olsun!
2023’e
kadar aynı illegal yöntemlerle sabrımız sınanacak, dirayetimiz Rabbimizin
yardımıyla kavi olsun!