GARA’dan aldığımız
şehit haberleriyle içimiz yandı.
Evvelâ
daha önce kaçırıldığı bilgisi verilen 13 sivil vatandaşımızın bir mağarada
katledildiği haberi gelmişti ki, birtakım yollarla o 13 şehidin kimlik
bilgileri ve niteliklerine dair verileri de öğrendik.
Af
buyurunuz, 13 şehidimizin niteliklerini okurken ağzımı bozmaktan geri
duramadım.
Zira
belli ki Devlet bu bilgileri saklamak istemişti de birileri bunun üzerine
giderek yine Devletimizi köşeye sıkıştırmak istemişti…
OdaTV’nin
yaptığı alçaklığı ve tutuklu yargılanan yetkililerini buradan hatırlatarak söz
konusu şehitlerimizin bilgilerini kimlerin ayan ettiklerini ve derhâl
soruşturmaları gerektiğini ifade etmek şart!
Sadece
birkaç gün önce PKK terör örgütünün lojistik öncü elebaşı İbrahim Parım
(Laşer), özel bir MİT operasyonu ile Sincar’dan Türkiye’ye getirilmişti. Laşer,
YPG’ye sağlanan yardımların koordinasyonundan sorumluydu ve onun ele
geçirilmesi çok mühimdi. Yıllardır kayıp olan 13 canımızın tam da bu gelişme
üzerine katledilmesi bu anlamda düşündürücüdür.
Zira
PKK, kullanılabilir yöntem düzeneklerinde yoku tüketmektedir ve elinde hamle
yapamamak cinsinden kalan tek yöntem, artık doğrudan cinayettir.
Yani
PKK terör örgütü bitmek, PKK cinayet şebekesi ise doğmak üzere…
Bu
katliam, bir gebermenin son nefes işaretidir!
Peki,
bu şebekeyi doğmadan bitirmek için önce hangi hamlelere girişmeli?
İşte
bu sorunun cevabı, 13 şehidimizin kimlik bilgilerini kamuoyuna sızdıran
organizasyonu deşifre ederek verilebilir!
Bir
şebeke, Uludere’den beridir Devleti kamuoyunda kalkansız ve zırhsız göstermeye
kalkışarak kendisini gizliyor.
Ve
kamuoyu bu gizliliği fark etmek yerine ne düşüneceğini şaşırıyor. Değil mi ki
Uludere’de bu ülkenin vatandaşlarına “terörist” etiketlemesiyle bombalar
yağdıranlar, 15 Temmuz’da devletini korumak isteyen milletimizin
civanmertlerini de “âsiler” diye etiketlemenin provasını yapmışlardı da o
günlerde de medya, sözde haber bulma heyecanıyla Devleti nasıl rezil etmeye
teşne olduğunu fark edememişti.
Basınımızın,
medyamızın ayık olması ve bu ayılmadan nasiplenmek istemeyenlerin hakiki bir
operasyonla uyandırılması, Devletin bekâsı için son derece önemlidir. Değilse
Devlet, her seferinde bu tür haberlerle çıplak gösterilmeye çalışılacaktır.
FETÖ ve ETÖ uyumuyor, o hâlde sü niçin uyusun?